Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ENGLISH TENSES TABLE - İNGİLİZCE ZAMANLAR TABLOSU

SIMPLE (BASİT) PRESENT (GENİŞ) PAST (GEÇMİŞ) FUTURE (GELECEK) I play football in the garden every day. (Her gün bahçede futbol oynarım.) I played football in the garden yesterday. (Dün bahçede futbol oynadım.) I will play football in the garden tomorrow. (Yarın bahçede futbol oynayacağım.) He plays football in the garden every day. (Her gün bahçede futbol oynar.) He played football in the garden yesterday. (Dün bahçede futbol oynadı.) He will play football in the garden tomorrow. (Yarın bahçede futbol oynayacak.) They play football in the garden every day. (Her gün bahçede futbol oynarlar.) They  played football in the garden yesterday. (Dün bahçede futbol oynadılar.) They will play football in the garden tomorrow. (Yarın bahçede futbol oynayacaklar.) CONTINUOUS (DEVAM EDEN) PRESENT (GENİŞ) PAST (GEÇMİŞ) FUTURE (GELECEK) I am playing football in the garden at the moment. (Şu anda bahçede futbol oynuyorum.) I  was playing  foot

LANA DEL REY - BORN TO DIE (TÜRKÇE ÇEVİRİ)

Lana Del Rey - Born To Die (Türkçe Çeviri) Why? Neden Who, me? Ben mi? Why? Neden Feet don't fail me now Ayaklarım beni şimdi başarısızlığa uğratma Take me to the finish line Beni bitiş çizgisine götür Oh, my heart, it breaks every step that I take Ah kalbim attığım her adımda kırılıyor But I'm hoping at the gates, they'll tell me that you're mine Ama umuyorum ki kapılarda bana senin benim olduğunu söyleyecekler Walking through the city streets, is it by mistake or design? Şehrin sokaklarında yürümek, yanlışlıkla mı yoksa kasıtlı mı? I feel so alone on a Friday night Cuma gecesi kendimi çok yalnız hissediyorum Can you make it feel like home, if I tell you you're mine? Sana benim olduğunu söylersem, burayı evindeymiş gibi hissettirebilir misin? It's like I told you, honey  Sana söylediğim gibi tatlım Don't make me sad, don't make me cry Beni üzme, beni ağlatma Sometimes love is not enough and the road gets tough Bazen aşk yetmez ve yol zorlaşır I don'

ADELE - SOMEONE LIKE YOU (TÜRKÇE ÇEVİRİ)

Adele - Indigo Someone Like You (Türkçe Çeviri) I heard that you're settled down Duyduğuma göre durulmuşsun That you found a girl and you're married now Bir kız bulduğunu ve şimdi evli olduğunu I heard that your dreams came true Hayallerinin gerçek olduğunu duydum Guess she gave you things I didn't give to you Sanırım o sana benim veremediğim şeyleri verdi Old friend, why are you so shy? Eski arkadaşım, neden bu kadar çekingensin? Ain't like you to hold back or hide from the light Geri çekilmek ya da ışıktan saklanmak sana göre değil I hate to turn up out of the blue, uninvited Birdenbire davetsiz bir şekilde ortaya çıkmaktan nefret ediyorum But I couldn't stay away, I couldn't fight it Ancak uzak kalamadım, bununla savaşamadım I had hoped you'd see my face and that you'd be reminded Yüzümü gördüğünde sana hatırlatmasını ummuştum That for me, it isn't over Bu benim için bitmedi Never mind, I'll find someone like you Boşver, senin gibi birini bula

FUTURE PERFECT CONTINUOUS TENSE

Future Perfect Continuous Tense bir işin gelecek zamanda da devam edeceğini anlatmak için kullanılır. Olumlu Cümleler özne + will have + been + fiil köküne ...ing ilavesi Olumsuz Cümleler özne +  will  + not + have + been +  fiil köküne ...ing ilavesi Soru Cümleleri will +  özne  + have been +  fiil köküne ...ing ilavesi Kısaltmalar + I will = I'll - I will not = I won't Example Sentences (Örnek Cümleler)  (+)   I will have been travell ing all day.   (Bütün gün seyahat ediyor olacağım.) (-)  I  will not have been  travell ing  all day.   (Bütün gün seyahat ediyor olmayacağım.) (?)  Will I  have been  travell ing  all day.   (Bütün gün seyahat ediyor mu olacağım?) (+)   She will have been go ing to Istanbul tomorrow .   ( Yarın İstanbul'a gidiyor olacak .) (-)  She  will not have been  go ing  to Istanbul tomorrow .   ( Yarın İstanbul'a gidiyor olmayacak. ) (?) W ill she have been  go ing  to Istanbul tomorrow?   ( Yarın İstanbul'a gidiyor olacak mı? ) (+)   Yo

PAST PERFECT CONTINUOUS TENSE

Past Perfect Continuous Tense bir işin geçmişte bir zamanda yapılmış olduğunu ve belli bir süre devam etmiş olduğunu anlatır. Olumlu Cümleler özne + had been + fiil köküne ...ing ilavesi Olumsuz Cümleler özne +  had  + not + been +  fiil köküne ...ing ilavesi Soru Cümleleri had +  özne  + been +  fiil köküne ...ing ilavesi Kısaltmalar + I had been = I'd been - I had not been = I hadn't been Example Sentences (Örnek Cümleler)  (+)  I had been work ing all day. (Bütün gün çalışıyordum.) (-)  I  had not been  work ing  all day. (Bütün gün çalışmıyordum.) (?) Had I  been  work ing  all day?  ( Bütün gün çalışıyor muydum?) (+)  She had been sleep ing for ten hours.  ( On saattir uyuyordu. ) (-)   She  had not been  sleep ing  for ten hours.  ( On saattir uyumuyordu. ) (?) Had she been sleep ing  for ten hours? (On saattir uyuyor muydu?) (+)  They had been study ing for days.  ( Günlerdir ders çalışıyorlardı.) (-)   They had not been study ing for days.   ( Günlerdir ders çalı

MAROON 5 - THIS LOVE (TÜRKÇE ÇEVİRİ)

Maroon 5 - This Love (Türkçe Çeviri) I was so high I did not recognize Çok uçmuştum, fark edemedim The fire burning in her eyes Gözlerinde yanan ateşi The chaos that controlled my mind Zihnimi kontrol eden kaos Whispered goodbye as she got on a plane Uçağa binerken vedalaştı Never to return again but always in my heart, oh Asla geri dönmemek üzere ama her zaman kalbimde, oh This love has taken its toll on me Bu aşk beni yıprattı She said goodbye too many times before O daha önce çok defa elveda dedi And her heart is breakin' in front of me Ve onun kalbi gözümün önünde kırılıyor And I have no choice, 'cause I won't say goodbye anymore Ve başka seçeneğim yok çünkü artık elveda demeyeceğim Whoa Whoa Whoa I tried my best to feed her appetite İştahını doyurmak için elimden geleni yaptım Keep her coming every night Her gece gelmesini sağladım So hard to keep her satisfied, oh Onu tatmin etmek çok zor, oh Kept playing love like it was just a game Sadece bir oyunmuş gibi aşkı oynam

TAMINO - INDIGO NIGHT (TÜRKÇE ÇEVİRİ)

Tamino - Indigo Night (Türkçe Çeviri) Imagine, the girls around town assemble Hayal et, kasabadaki kızlar toplanıyor The traveler's son they come askin' Gezginin oğluna gelip soruyorlar Where he came from Nereden geldiğini 'Cause they've watched him Çünkü onu izlediler Washing his face near the pond Göletin kenarında yüzünü yıkarken A curious boy and they wonder İlginç bir çocuk ve merak ediyorlar Where he came from Nereden geldiğini He says: "I, I have seen the world's most beautiful places, Diyor ki: Ben, ben dünyanın en güzel yerlerini gördüm, Still I feel, as If I'm a walking machine, Hala yürüyen bir makineymişim gibi hissediyorum Watching it all through a screen Hepsini bir ekrandan izlemek There is nothing in between to me Arada bir şey yok benim için This might as well not be real" Bu da gerçek olmayabilir Imagine, the girls take him up on a hill Hayal et, kızlar onu bir tepeye çıkarıyor It's an Indigo night, there's a chill Bir İndigo